Karman Çorman
Her insan karman çormandır. Hepimiz Veronica Raimo kadar karman çormanız! Yalan Dolan kitabı bana bunu düşündürdü.
Üniversitenin bitmesine yakın öğrenci danışmanlığı almıştım. Tesadüfen rastladığım bir derneğin hayır çalışmalarından biriydi.
İmkansızlıklar içinde büyük hayallerim vardı ama asıl olan en temel seviyede devam edebilmekti. O çok büyük üç seçeneğin arasında kıvranıp duruyor, gelecekten korkuyordum.
Öğrenci koçum tatlı bir kadındı. Onun bütün sakinliğinin ve profesyonelliğinin karşısında ben olduğu yerde duramayan, gergin, eli ayağı birbirine dolanan bir gençtim. O katı, ben plazmaydım. Kafa karışıklığımı dertop edip önüne yığdım. Her şey birbirine girmişti. Kenarlardan başlamamı istedi. Bir ucundan tutup kendi yolumu buldum. Karmaşa benim karmaşamdı. Yardımı sayesinde en azından çözülebilir hale getirdim. İçimi ferahlattı. Bir şekilde yoluma giriştim.
Veronica Raimo da Yalan Dolan'da tüm karmaşasını dertop ediyor, önümüze yığıyor. İç diyalogdan öte, hesaplaşmadan öte, flashback'lerle süslenen hikayelerden öte bir şey. Kendine özgü bir zaman kavramı bile kurmuyor. Aklına geldikçe paylaşıyor. Kötüleme eylemini mekik dokuyarak gerçekleştiriyor. Bir o karakteri, bir kendini. Bir diğer karakteri, tekrar kendini.
Yalan değil, başta giremedim kitabın içine. Ne anlatmaya çalışıyor anlamadım. Önce kendi içinde düzenlemediği için sinir oldum. Önemli bir şeyler olduğu kesindi. Geçiştirerek okumak istemedim. Asıl sinir bundan kaynaklandı.
Sonra kendi ağzından döküldü neden elimde tuttuğum kitap bu şekilde yazılmış. "Özensizliğe derin hürmet.” “Ciddiyetten korkma hali.” O kadar travmatik anılar paylaşıyor ki yazar sizinle, nasıl bu kadar yalın, tepkisiz, duygusuz aktarabildiğine hayret ediyorsunuz. Sonra oturup düşünüyorsunuz. Sizin travmalarınız aslında sizin normaliniz. Açık olalım, çoğu sonradan fark edilen problemler. Kendi travmalarınızı düşünün. Yaşadığınızda normal hissettirmediğine adım gibi eminim. Rahatsız hissetmişsinizdir mutlaka. Ama yaşadıklarınızın, çevrenizdekilerin garip davranışlarının, işittiklerinizin, şahit olduklarınızın kişiliğinizde derin izler bırakacak türde olağandışı şeyler olduğunu ne zaman fark ettiniz? O anda mı? Tanıdığım, bildiğim kim varsa -kendim de dahil- çok sonra fark ettiğini söylüyor. Paylaştıkça idrak ediyor insan. Bizim normalimiz bu çünkü. Başkasına anlatsak soğuk cümleler kurarız. Olduğu gibi aktarırız. Dramatik tepkiler verenler onlar olur. Adım gibi eminim.
Veronica Raimo için de aynısı geçerli. Annesinin içimi burkan cümlelerini, çevresiyle iletişimini, babasına dair anılarını, tacizleri, sevgililerini, o çaresiz, bilmez çocukluğunu çok yalın aktarıyor. Kendi gibi. Bize kendini yaşadıklarıyla anlatıyor. Hislerinden bahsetmiyor. Tarzından anlıyoruz nasıl hissettiğini. Özensiz yaratılan bir güzellik onunki.
Bu kitap bir bütün. Ortaya saçılmış düşünceler karmaşasından ibaret değil. Kendi içinde oldukça derli toplu. Yalan Dolan'ı okumak bir insanla tanışmak gibi. Saatlerce oturup konuşarak değil de emek vererek, zaman zaman vakit geçirerek, bir arada büyüyerek tanımak gibi. Özgüvensizliği nereden geliyor, neden bazı konularda özensiz davranıyor, neden soğuk, neden çabalamıyor... Var işte hepsinin bir sebebi.
Neyi ne kadar paylaşmak istediğine yazar karar veriyor. Hiçbir teslimiyet yok. Merak ediyorsunuz ama üzgünüm, elinizdekiyle yetineceksiniz. Çünkü derdini anlatması için o kadarı yeterli.
Zaman zaman günlük tutmaya çalışan biri olarak fark ettim ki ben de hep olumsuzlukları yazıyorum. Geri dönüp okumaya çalıştığımda soğuk, donuk, karamsar buluyorum hepsini. Kendimi, yakınlarımı ve yaşananları. Aynı onun yaptığı gibi karman çorman kusuyorum defterlere. Umarım bir yerde Verika kadar tanıyabilirim kendimi.
Veronica Raimo, bizi kendinle buluşturduğun için teşekkürler. Bütün o karmaşana hayranım. İnsan olmayı böyle anlatmayı seçtiğin için kitabına da hayranım. Önemli önemsizi kendimizce seçtiğimiz, ona göre davrandığımız, gözlemlediğimiz, hissettiğimiz ama yansıtmadığımız, belki de çok yansıttığımız her şey bizi insan yapıyor. Bu yüzden kendimi çok açıklarken buluyorum. Çok açıklıyorum. Anlatmaya çabalıyorum sürekli. Var nedeni bakın şu demek istiyorum. Her karmaşanın var bir nedeni. İstediğimizde tutabiliriz bir kenarından. Ah Veronica Raimo. Minik minik anlatarak nasıl bir portre yarattın öyle. Senin yüzünden benim yazım da karman çorman oldu...